Bakır, insanoğlu tarafından yaklaşık 7000 yıldır kullanılmaktadır. Bilinen en eski bakır yatakları Kıbrıs adasında idi. Bakır, ismini "Aes Cyprium" ve simgesini "Cu" bu adanın adından almıştır. Bakırın bulunması ile taş devrinden sonra gelen tunç devri çok daha modern bir yaşamın başlangıcı olmuştur. Bu devirde insanlar bakırın çok kolay şekillendirilebilen bir metal olduğunu keşfetmişler ve savaş aletlerini bakır kalay alaşımı olan tunçla imal etmişlerdir.
Dövülmüş bakırdan yapılmış en eski eşyalar M.Ö. 4500 yıllarında kullanılmış ve bunlar bugünkü İran'da yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. Mısır'da Nil Nehri Vadisinde yapılan kazılarda ise M.Ö. 3600 yıllarında yapılmış bakır yüzükler ve bilezikler gibi süs eşyaları bakırın ne kadar değerli ve kolay şekillendirilebilen bir maden olduğunu göstermiştir.
Bakır boru, eski Mısırlılar tarafından M.Ö. 2750 yıllarında su taşımak için kullanılmıştır. Bu örnekler daha sonraları Romalılar tarafından benimsenmiş ve özellikle bakır su depoları uygulamalarına rastlanmıştır. En eski bakır tesisat örnekleri ise M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağının yerle bir ettiği Herculaneum arkeolojik şehrindedir.
Bakır boru, 20. yüzyılın başlarında çok pahalı bir malzeme olarak biliniyordu. Galvaniz ve çelik borularda uygulanan dişli sistem yüzünden kullanılan bakır boruların etleri çok kalın tutuluyordu. Ancak 1930'larda bugünkü lehimli sistemin geliştirilmesiyle et kalınlıkları inceltilerek bakır boru tesisat maliyetleri yaklaşık %50 ile %75arasında düştü. Örneğin, bugün İngiltere'de ısıtma, gaz ve sıhhi tesisat uygulamalarında bakır boru %95'lik bir paya sahiptir.
Tabii ki bakırın diğer üstün özellikleri de bu gelişmede etkili olmuştur.